Geçtiğimiz haftanın iki önemli gündemi vardı. İzmir’de yaşanan ve içimizi sızlatan sahnelere sebep olan deprem, yaşadığımız coğrafyada aklımızdan çıkarmamız gereken bir gerçeği tekrar bize anımsattı.

Ormanda sakinleri kendi aralarında kim daha fazla yavru yapabilir diye çekişmeye başlarlar. Sonunda uzlaşamayınca gidip dişi Aslan’a sorarlar. Sen kaç yavru doğurabiliyorsun derler? Dişi Aslan Bir diye yanıtlar fakat sonuna ekler, ‘Ben aslan doğururum’.

Avrupa menşeili bir haber sitesinde, Avusturya Dışişleri Bakanı Schallenberg Türkiye'nin 30 yıl daha AB üyesi olamayacağını ve üyelik müzakerelerinin sonlandırılmasını gerektiğini söyledi. Ayrıca Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin yaptığı sondaj çalışmalarında 'Açık bir biçimde Kıbrıs'ın ve Yunanistan’ın yanındayız' diyerek tarafını güzelce belli etmiştir.

BM Covid-19’un dünya ekonomisine maliyetinin 2020-2021’de 8,5 Trilyon Dolar olacağını açıkladı. 2008-2009 küresel finans krizinin maliyeti 3,5 trilyon dolardı. Kıyaslamak için baktığımızda eğer gerekli tedbirler alınmaz ise, 2008-2009 küresel finans krizinden yaklaşık 3 kat büyüklüğe sahip pandemi sürecinin ne kadar büyük bir ekonomik yıkıma neden olacağını siz düşünün?

Para tarihte ilk olarak Anadolu’da Lidyalılar tarafından yapılmış ve kullanılmıştır. Bu aslında Anadolu’nun uygarlık inkişafı açısından önemli bir merkez olduğunun emaresidir.

Şeyh Edebali der ki; “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” Osmanlı devletini yönetenler her dönem bu sözü kendilerine düstur edinmişlerdir. Tebaasının mutluluğu ve huzuru için elinden geleni yapmışlardır. Fethedilen coğrafyalarda insanların can ve mal güvenliğine önem verilmiş bunun yanı sıra o bölgenin gelişimi için de yatırımlar yapılmıştır.